Norveç’te Rjukan isimli bir köy varmış. İki dağın tam ortasında kurulan ve dolayısıyla hiç güneş görmeyen bu köyde insanlar pamuk gibi bembeyaz tenlerle ortalarda dolaşır, boş vakitlerinde de “Böyle bir yere köy mü kurulur ulan?” diyerekten atalarına sövüp dururlarmış. Hal vaziyet böyleyken, günlerden bir gün köy ahalisinden biri sinirlenip muhtara çıkmış. “Hacı dayı” demiş, “Bu böyle olmayacak. Raşitizm hastalığıyla ünlü dünya üzerindeki tek köyüz. Dövlet bu işe bir hal çare bulsun, iki dağın arasında köy mü olurmuş hele!” diye atarlanmış. Muhtar düşünüp bir an “Ne var Türkler’de iki bayram arası düğün yapmıyorlar mesela?..” diyecek olmuş amma bunun çok da iyi bir fikir olmadığına kanaat getirip susmuş. Köstekli saatine bakmış, kasketini çıkarıp bir müddet kafasını kaşımış, dede yadigarı tablasından aldığı filitresiz sarma cıgaralardan birini yakıp “Tamam Jöherberglerin Dıvankof sen çok dillendirme mevzuyu ahali işkillenmesin, ben gidip kaymakam beylerlen konuşuvicem” demiş…
Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalamış. “Köye güneş gelecek” söylentileri türkülere karıştığı sırada; son eşkıyalar Norveç dağlarından göçüp gittiği, ekine kıran giren mevsim, bebeler meme emmez oldukları vakit uzaklardan devlet babanın motörlü tomofilinin gürültüsü duyulmuş.
Ahali tomofili davullarla zurnalarla, kurbanlar keserek karşılamış. Uzun yoldan gelen sinirli memurlar “Devlet size ayna gönderdi, bunu şu dağların tepesine kuracaksınız. Doğru açıyı tutturursanız köyünüze güneş gelecek” deyip, tüm teçhizatı köy meydanına indirip geldikleri gibi geri dönmüşler…
Neyse uzatmayalım, şu veya bu şekilde sonuç itibariyle köylerine tadımlık da olsa güneş ışığı sağlamış garibanlar.
The kaynak: http://www.trtturk.com/haber/norvec-koyune-ayna-ile-gunes-dogdu.html
ergen güneşi gördüğü an hemen cool olmalıyım demiş sanırım http://prntscr.com/3a542z
Ayna en alttaki çocuğun kıçından yansıma yapıyor :-)
bizde olsa köyü taşırdık.
Köyün muhtarı rahmetli Ali Şen’miş herhalde :D
Çok güzel olmuş