Allah topumuzun cezasını verecek, ta gavuristandan elin oğlu gelmiş incelemiş belgeselini çekmiş bizim olaydan haberimiz bile yok. Nevruz Türk bayramıymış Kürt bayramıymış, Aleviler Kılıçdaroğlu’nu kınamış, hükumet benzine zam yapmış, Beats Audio kulaklıklar Epıl’ınkilerden daha iyiymiş derken kaçırdığımız şeylere bir bakın. Medeniyetlerin beşiğinde, kültürler var edip dünyaya yayan bir coğrafyanın insanları olarak ancak bu kadar aptal, bu kadar cahil bırakılabilirdik, helal olsun.
Cilalı taş devrinden, yani tarih kitaplarında insanların sığır gibi ortalarda dolaşan beceriksiz yaratıklar olarak tanımlandığı bir dönemden bahsediyoruz ve o dönemden kalma şu yapıya bir bakın, “dünyanın bilinen en büyük tapınağı” diyor araştırmacılar.
Doç. Dr. Klaus Schmidt şunları belirtti:
“Göbeklitepe’deki kazılarda elde ettiğimiz bulgularla, dünyanın bilinen en eski tapınma merkezlerinden birinin bu bölgede olduğunu ortaya çıkarmıştık. Ancak, son kazı çalışmalarıyla tapınma merkezinin dünyanın en büyük tapınma merkezi olduğunu tespit ettik. Yaptığımız araştırmalarda, Cilalı Taş Devrinde yaşamış insanların, yabani sığır, akrep, tilki, yılan, aslan, yaban eşeği, yaban ördeği ve yabani bitki kabartmalarını incelediğimizde hayvanlarını evcilleştiremedikleri sonucuna ulaştık. Ayrıca, dikili taşların (Stel) üzerindeki resimler ve kabartmalar o dönemde yaşamış olan insanların sanatları hakkında bizlere fikir veriyor. Buradaki tapınak, dünyanın bilinen en büyük tapınağı olma özelliğini taşıyor” diye konuştu.
Göbeklitepe, arkeoloji dünyasının en büyük keşiflerinden biridir. Çünkü daha şehir hayatına geçmemiş olduğu düşünülen avcı-toplayıcı toplumların tapınak inşa etmiş olduğunu gösteren ilk örnektir ve bu da şehirleşme yani medeniyet tarihinde devrim niteliğinde bir buluştur. Hatta bu buluşu sebeple kazıyı yapan Dr. Klaus Schmidt, “Önce tapınak geldi, şehir sonradan geldi” demiş ve bu sözüyle erken medeniyet tarihine yeni bir açılım getirmiştir.
Geçmişe ışık tutacak, belki de insanlık tarihi hakkında bildiklerimizi yeniden değerlendirmemizi sağlayacak, hem de kendi memleketimizin sınırları içerisinde yapılmış bu tür bir keşiften habersiz, televizyon şovlarıyla cahil bırakılmış toplumumuzun cahil bireylerinden biri olduğum için kendimden utanıyorum.
Oha abi böyle bir şeyi nasıl olur da şimdiye kadar hiç duymamış olabiliriz ki?
Uyutuluyoruz, uyuyoruz, uyanır gibi olanlar da kimseyi uyandırmasın diye devre dışı bırakılıyor. Yazık… ne diyeyim.
Bahse girerim 12 bin yıl önce de urfalılar lahmacun yiyorlardı… bunlarda tapınak falan değil… lahmacun fırını…
Öyle güzel uyuyordun ki uyandırmaya kıyamadım.
Türkler olarak eleştirmeyi biliyoruz abi ama ortada yaptığımız bişey yok.
Açıkçası Urfalıyım ve burda yaşıyorum. Ama gidip de görmüşlüğüm yok vallahi. Ben de kendimden utanıyorum bu yüzden. Hayata kendimizi öyle kaptırmışız ki nice güzelliklerin farkında değiliz…yazıkk.
Öncelikle bir Urfa’lı olarak lahmacun olayına cevap vereyim:) Lahmacun insanların yerleşik hayata geçtiği sonraki dönemlerde ortaya çıkmış.Ama çiğ köfte derseniz Hz.İbrahim dönemine kadar dayanır,Göbekli Tepe ile ilgili çok garip olan şey ise “bir çobanın keşfetmiş olması” :)ve insanlar yerleşik hayata geçmediği bir dönmde böylesi büyük bir tapınak yapmanın mantığını kimse anlamamış işte bu yüzden tarih baştan yorumlanmaya çalışılıyor.
buda türkçe videosu national geographic belgeseli
http://www.youtube.com/watch?v=fGXLOt0ZbVc
O kadar uyumaktayız ki toplum olarak, yok sörvayvır yok eşim beni dürtsün yok beni öpecek eş arıyom bulamadım siz bulun yok bülent ablamızla şarkıcı avı… böyle uzar gider bir liste içinde kayıp bir halk olduk.. ama müstehak bize.. ne okuyup ne araştırıp ne öğrenemeyen bir topluluk olduk çıktık.. hatta bugünlerde, topluluk olabilmeyi bile beceremiyoruz.. gerisini siz düşünün işte.. gavur yapmış hacı der, elin şeyiyle gerdeğe girmeyi biliriz sadece biz.. velhasıl, aynı utancı paylaştım okudukça..
Caner izleme diyorum sana şu History Channelli yaramıyor abi sana..:))
Bildiğin araştırmacı oldum ben. İzlemek isteyenler için daha detaylı bir belgesel buldum en ince ayrıntısına kadar anlatılmış.
Bölüm 1: http://www.youtube.com/watch?v=1FDFPKvFvDY
Bölüm 2: http://www.youtube.com/watch?v=1CAK06pkvX4
Bölüm 3: http://www.youtube.com/watch?v=kbsAhxTUdpg
Bölüm 4: http://www.youtube.com/watch?v=5HDUn8pXoOY
Bölüm 5: http://www.youtube.com/watch?v=LGkSttsuxc0
Bölüm 6: http://www.youtube.com/watch?v=RuKEVulpHf4
:))) iyi seyirler.
Helal olsun len :)
Aslında çok garip değil şu görüntüyü yabancılardan görmüş olmanız. Çünkü ülkemizde binlerce arkeolog varken bu çalışma için Almanya’dan falan geldi arkeologlar. Ben meraklı olduğum için kazım zamanından beri takip ediyordum ama bizim ülkemizde bu tarz şeyler sessiz sedasız başkaları tarafından aranır, başkaları tarafından bulunur, başkaları tarafından işlenir, başkaları tarafından çekilir, biz tarafındansa bööön bön izlenir. Durum baştan ironik olduğu için koksu fizana ermiş durumda. Küçük bir anektod: Köy ahalisinden bir amca “Biz yıllardır gıcımızı yırtıyik gelin ha buralara heli bi bakın deyi… Kimse gelmiydi!” nidası dolaylarındaydı. Sevgili güzel Ülkem ve parantez içinde yer alacak azman liderler, erkler, leş yiyicileri… Selam!