Wolfenstein: The New Order hakkındaki izlenimlerim

Wolfenstein: The New Order

Grafik
Ses
Sürükleyicilik
Boyut
Fiyat
Sonuç
Wolfenstein serisinin bayrağı hakkıyla devralamayan devam oyunu

3.5

Orta Åžeker

Geçen sene bu zamanlar “Heyecanla beklediÄŸim oyun: Wolfenstein: The New Order” baÅŸlıklı bir yazı yayınlamıştım. Bu oyunu ne kadar büyük umutlarla beklediÄŸimden bahsetmiÅŸtim. Zaman harbiden ne çabuk geçiyor anasını satayım, o yazıyı yazarken oyun hiç çıkmayacakmış gibi hissediyordum ve fakat an itibariyle oynayıp bitirmiÅŸ olarak karşınızdayım. Hatta ikinci kez oynamaya bile çalıştım ama gözümde eskidiÄŸi için yemedi, o derece.

Efenim oyunu henüz fiilen tecrübe etme imkanı bulamamış olan arkadaşlarımız en azından sağda solda yazılıp çizilenleri okumuş, neyin ne olduğu konusunda az çok fikir sahibi olmuşlardır. Kırekli oyuna, yazılım korsanlığına, özetle emek hırsızlığına tüm benliğiyle karşı olan bu arkadaşlarımızı canı gönülden kutladıktan sonra Wolfenstein efsanesinin büyük bir fanı olarak bu son versiyonu ile ilgili nacizane görüşlerimi, elcağızlarımla aldığım ekran görüntüleri eşliğinde paylaşmak istiyorum.

Oyun, bana sorarsanız hem olmuÅŸ hem olmamış. İşin aslı birisi koÅŸa koÅŸa yanıma gelip çok ani bir ÅŸekilde “Caner nassı olmuÅŸ Wolfenstein beÄŸendin mi?” diye sorsa “B-beÄŸendim… Yok beÄŸenmedim… Bilmiyorum lan baskı yapmayın bana” diye isyan ederim. Oyun hakkında ne hissetsem ne söylesem, önersem mi önermesem mi bilmiyorum. Çok net söyleyebileceÄŸim bir ÅŸey var o da kesinlikle 100 TL etmeyeceÄŸi. Evet, ben biraz aceleci davrandım ve kutusunu koleksiyonuma katmak üzere araÅŸtırıp, o an için satın alabileceÄŸim en uygun fiyata aldım. Åžimdilerde ucuzlamaya baÅŸlamıştır bile ama sizlere tavsiyem eÄŸer almayı düşünüyorsanız az daha sabredin bir iki aya 30 TL’ye kadar düşer.

Oyuna giriÅŸ ekranıyla baÅŸlayalım. Her ÅŸeyden önce zorluk seviyesi seçerken karşıma çıkan aÅŸağıdaki olayı hiç beklemiyordum, haliyle baya bir güldüm. Polat Alemdar’dan 3 kat daha ölümsüz olan, koskoca kas yığını B.J. Blazkowicz‘i ve en kolay seviyede oynamayı tercih eden tırsak oyuncuları bildiÄŸin madara etmiÅŸler.

wolfenstein-the-new-order-1

Karşılama ekranı oyuncuya kaliteli bir maceraya baÅŸlamak üzere olduÄŸunu hissettiriyor. Ben kendisini NVIDIA GTX 765M ekran kartı bulunan Gigabyte P25K marka / model leptopumla, 1920×1080 çözünürlükte; “Bring’em On!“da, yani normal seviyede oynadım. Bu halde takılma kasılma falan yaÅŸamadım ancak zaman zaman ya benim donanımımda ya da oyunun grafiklerinde bir sorun olduÄŸunu düşündüğüm oldu. Bir de Doom 3’ü de oynamış bir insan evladı olarak grafikler bana Nazili Doom oynuyormuÅŸum hissi verdi diyebilirim. Bilmiyorum belki de ID Tech motoru ile alakalıdır zira versiyonları farklı olsa da bildiÄŸim kadarıyla her iki oyun da aynı motor ile yapılmış. Neyse, Bethesda Soft mudur Machine Games midir her ne iseler ne yapımcı ne de yayıncı olarak her ikisinin de adını sanını ÅŸimdiye kadar duymamıştım. Oyun camiasının guruları haklarında pek çok ÅŸey söylemiÅŸ ancak Ubisoft’tan, EA veya Crytek’ten öte köy bilmeyen biriyim ve gençliÄŸimin kralı ID Software’in introsunu has rolde göremeyince hafiften içim burkuldu diyebilirim.

wolfenstein-the-new-order-2

Yapımda ve yayında emeÄŸi geçen firmaların bir eksikliÄŸi midir bilemiyorum ancak ÅŸahsen benim Arkadaşım HoÅŸgeldin’e (Tolga Çevik) benzettiÄŸim ÅŸu yukarıdaki elemanın yanaklarına neyin bakacak olursanız böyle tırtık tırtık dokular olduÄŸunu rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz. Valla ben tüm grafik ayarlarını full yaptım, ne varsa “High” olarak iÅŸaretledim ancak elde ettiÄŸim en iyi sonuç buydu malesef. Artık konfigürasyonla mı alakalı bilemiyorum ancak, aÅŸağıdaki resimde de görebileceÄŸiniz üzere masaların üzerlerindeki objeler olsun, duvarlardaki yazılar olsun (ki oyunun herhangi bir bölümünde kırılma yerleri kesin biçimde belli olan tahta kasalar haricinde herhangi bir nesneyi hareket ettiremiyor veya etkileÅŸimde bulunamıyorsunuz) baya baya dandikti yani. Yok lan bazı yerler harbi çok dandikti.

wolfenstein-the-new-order-3

Tamam grafikleri falan anladık da oyunda en çok rahatsızlık duyduÄŸun ÅŸey ne oldu?” diye soracak olursanız, cephane fukarası bir Blazkowicz ile Nazi öldürmeye çalışmak oldu derim. ArkadaÅŸ tamam gerçekçilik falan katmaya çalışmayı anlarım da öldürülen her Nazinin cesedini soymak için E tuÅŸuna basmak zorunda olmak, o neymiÅŸ öyle ya. Oyun bitene kadar ÅŸarjör, saÄŸlık, zırh almak için E tuÅŸuna basmaktan parmağım nasır tuttu. Harbiden diyorum ama bütün senaryo boyunca “Aman ÅŸarjörüm bitmesin, zırhım neyin eksik kalmasın ÅŸimdi ÅŸurdan bir canavar çıkar Hakkın rahmetine kavuÅŸurum Mazallah” diye endiÅŸe duydum. Nazi’lerin karşısına, insana musallat olan evsiz ÅŸarapçılar gibi çıktım, her birine ayaklı ÅŸarjör muamelesi yaptım. Son derece gereksiz olan bu tür ÅŸeylerden sonra oyun keyfimi en çok yapay (geri) zeka baltaladı. Ben Splinter Cell oynamış adamım. Her çıtırtıya, her ufak gürültüye kıllanan “What?.. Haa..” diyen düşmanların arasından çıkıp Nazi Hapisanesindeki o eli joplu sağır ve bir o kadar kör kalasları görünce dedim Allah belanızı vermesin. Normal aksiyon sahnelerinde yapay zekanın geriliÄŸi çok belli olmuyor zira sizi gören herkes hemen ateÅŸ etmeye baÅŸlıyor fakat sneaking dedikleri sinsice hareket etmek gereken bölümlerde baya baya neandertallarla karşı karşıyaymışsınız gibi hissediyorsunuz.

wolfenstein-the-new-order-4

Silah tasarımları on numara, hepsini böyle etli etli, dolgun dolgun yapmışlar. Gerçi hiçbiri kalıbının silahı deÄŸil, alçak düşman karşısında çoÄŸunlukla hava tabancası gibi hafif bir meltem etkisi yapıyorlar ama tepmeleri falan baya iÅŸ yapıyormuÅŸ gibi, el bombası da keza öyle. Bir de bazı yaratıklar için oyun size “Çift kademeli beton gibi pompalıyı görünce yaratığı bununla öldürürüm sandın demi? Çakaaal… Yok öyle yaÄŸma, lazer kullanacaksııın” diyor. Yani ikili üçlü beÅŸli silahları görüp onlarla daÄŸları devireceÄŸinizi falan sanmayın, zaten iki üç sıkmadan sonra ÅŸarjörler pert oluyor. Karşınıza, özellikle bölüm sonu canavarları çıktığı zaman her ÅŸeyi bırakıp lazere abanın, kırlarda papatya topluyormuÅŸ gibi bir o yana bir bu yana koÅŸturup lazer doldurun, bir kaç kez mefta olduktan sonra oyunun sizden bunu istediÄŸini anlıyorsunuz zaten.

wolfenstein-the-new-order-6

Hep kötü yanlarından bahsettim, aslında daha bahsederim de yukarıda da söylediÄŸim gibi oyunu hem beÄŸendim hem beÄŸenmedim. Bu halde yerin dibine sokmanın manası yok. Haa dur lan son bir ÅŸey daha var söylemezsem içimde kalır. ArkadaÅŸ ben gittim sırf internetten indirmekle uÄŸraÅŸmayayım, ayrıca koleksiyonuma fiziksel olarak katılsın diye kutusunu satın aldım ancak 20 GB’lık DVD’lerin yanında hayvanın evladı tuttu bir 20 GB’da internetten indirdi. Elin oÄŸlunun Steam’den DLC paketleriyle birlikte satın aldığı oyun komple 15 GB tutuyorken bu amcalar 40 GB’lık neyi ne yapmışlar yemin ediyorum akıl erdiremedim. Hayır böyle GTA gibi açık dünya oyunu falan da deÄŸil yani. İlginç.

wolfenstein-the-new-order-5

Senaryo nisbeten göreceli bir konu, ben Nazi olayına ve Wolfenstein’in bu olaya yaklaşımına zaten hasta olduÄŸum için, özellikle yer yer giren sinematiklerle ilerleyen film tadındaki senaryoyu çok beÄŸendim. “Aman yanlışlıkla bir tuÅŸa basmayayım da demoyu atlamayayım. Hem o kadar para verdim” diye her bir detayı itinayla izledim, inceledim. Oyunda, piyasaya çıkmadan önce yayınlanan fragmanlardaki olayların hemen hiçbiri tam anlamıyla yer almıyor. Ben böyle mekanik köpekli Nazi askerleri arasında ÅŸehirde dolaÅŸmayı, kontrol noktalarından geçmeyi veya ne bileyim faul yapan futbolcuları vuran hakemlerle karşılaÅŸmayı falan bekliyordum. Amcaların “Sinematik treylır” ayağına sadece ana konuya gönderme yaptıklarını, bu olayları, fragmanda gösterilenlere kıyasla ancak ucundan kıyısından yaÅŸadığımızı görünce az biraz üzüldüm.

Kestıllar… Yani ÅŸatolar. Wolfenstein denilince Nazili otantik ÅŸatolar olmadan olmaz. The New Order’da yine ÅŸatolara dalınca, taÅŸ yapıların bir güzel altlarını üstlerine getirince yine büyük keyif aldım. Ayrıca nisbeten modern bir Nazi toplama kampında bulunmak da heyecan vericiydi. Blazkowicz’in yapısı ve karakteri, isyankar bir anarÅŸik grupla ortak hareket etmek, karargahta mutluluk renkli ışıklar eÅŸliÄŸinde özgürlüğün tadını çıkarmak, aÅŸk maÅŸk falan süperdi. Gerçi bir vesile 15 yıl nadasta bekleyen Blazkowicz amcanın bu süre zarfında kas yığınından en ufak bir ÅŸey kaybetmemiÅŸ olması biraz mantıksızdı ama, “Hadi baham” deyip idare ettik o kadarını da.

Eski oyunlardan hatırlıyorum “Lan ne yapacam ben ÅŸimdi burda?” diye aval aval ortalıklarda dolaÅŸtığım zamanlar oluyordu, bu oyunda bence oyuncu çok güzel yönlendirilmiÅŸ. Haritalarınız var, iÅŸaretleriniz var, yanınızda sizinle birlikte ilerleyen vatandaÅŸlar olayları “Kırmızı düğmeye basmayı unutmazsın deÄŸil mi Blazkowicz? Hani var ya ÅŸu masanın yanındaki evrak dolabının hemen üstünde, kapının hizasındaki kırmızı düğme…” diye gerizekalıya anlatırmış gibi tarif ediyorlar. Bir de esas oÄŸlanın “Adana kebap HacıoÄŸlu’nda yenir” netliÄŸindeki “Åžurdaki ÅŸatoda ne Nazi vardır ha, iki dakika uÄŸrasam çok kral öldürürüm” türü iç sesleri iÅŸinizi bir hayli kolaylaÅŸtırıyor. Bunun yanında anarÅŸik karargahtaki oyuncak toplamalı, boncuk toplamalı yan görevler bir o kadar gereksiz ve zaman katili.

wolfenstein-the-new-order-8

Tekrar tekrar belirttiÄŸim üzere oyun hakkındaki duygularım gerçekten karışık. Kötü ve iyi yanlarını şöyle adam akıllı bir tartınca harbiden kötü yanları ağır basıyor. Ben bir single player insanı olduÄŸum için multiplayer desteÄŸinin bulunmaması çok da umrumda olmadı ancak “Multiplayer yok lan? Böyle oyun mu olur kardeÅŸim, atın çöpe gitsin” diye hayıflananları da gördüm. Benim bu ayardaki hayal kırıklığım oyunun zırt diye bitmesi oldu. Abartmıyorum, iÅŸten eve geldikten sonra 3 veya 4 akÅŸam oynadım ve bir gece ansızın bitiverdi. Ben daha anarÅŸik isyankar ekibimle birlikte çorbacıya gideceÄŸiz, sonra yarım kalan iÅŸleri falan halledeceÄŸiz diye bekliyordum ancak hiç beklemediÄŸim bir anda kıredits ekranı ile karşılaşıncca çok ÅŸaşırdım. Bilemiyorum belki de oyunun o kadar kötülediÄŸim yanlarına raÄŸmen beni içine almayı çok iyi baÅŸarmış olmasıyla alakalıdır.

Sonuç itibariyle bu oyun alınır mı derseniz ÅŸu anda alınmaz ama dediÄŸim gibi bir kaç ay daha sabredip fiyatının düşmesini bekleyip 30 veya 40 TL’ye alabilirsiniz. Efsane seriye yakışır bir oyun deÄŸil ancak oynanır, yer yer sinir etse de genel olarak keyif de verir. Bir de ufak bir tüyo olaraktan, eÄŸer oyunu oynarsanız anarÅŸizmin beÅŸiÄŸi olan karargaha gittiÄŸiniz zaman karşınıza çıkan bütün yataklarda uyuyun, her defasında uyuyun ama. Amcalar bazı güzel sürprizler hazırlamışlar.

wolfenstein-the-new-order-9

İlginizi Çekebilecek Diğer İçerikler

6 Yorum

  1. ahmettatar dedi ki:

    Yazdıklarını yarısına kadar ancak okuyabildim Caner nasıl sıkılmaz insanlar oyun oynarken hiç anlamıyorum.. Benim ilgimi oyunu hazırlamak daha fazla çekiyor yani hazırlanış aÅŸamaları nasıl oluyor benim asıl merak ettiÄŸim o oluyor oyun grafikleri nasıl hazırlanıyor oyun motorlarına bu grafikler nasıl yükleniyor oyun motoru bu grafiklerle nasıl hareketli sahneler meydana getirebiliyor bunlarla ilgili kaynaklara nasıl ulaÅŸabilirim gibi sorular bir oyundan bahsedilince asıl merak ettiklerim oluyor yoksa oyun oynamak düşüncesi beni hiç heyecanlandırmıyor… Bir de bitirilebilen, bir sonu olabilen bir ÅŸeyle neden vakit kaybedeyim ki.. Oyun oynamak düşüncesine karşıyım bu yüzden… Eskiden oynadım kollu makinelerle ama o oyunlar güzeldi ya bir ara bir yazında o oyunların bahsi geçmiÅŸti bir arkadaÅŸta pcde nasıl çalışacağından bahsetmiÅŸti burda o zaman yükledim biraz oynadım eski oyunlardan itiraf edeyim ama sırf nostalji olsun diye.. Sonra birdaha da oynamadım.. Ama hazırlanış aÅŸamaları gerçekten çok merak uyandırıcı benim için hele geçen gün Kaptan Harlock diye animasyon bir film denk geldi izledim ne kadar baÅŸarılıydı ya hayretler içinde kaldım… İzledin mi bilmiyorum ama..?

  2. Caner Öncel dedi ki:

    Valla Ahmetcim oyun güzel olduktan sonra ben oynarım, severim de :) Hayatın rutinini bir şekilde kıran şeyler bunlar. Zaman gerektiriyor mu, pek tabi.

    Yapımına gelince, valla dişe dokunur bir oyun yapmanın masrafı bazen bir Holivut filmi kadar hatta bazen daha yüksek bir bütçe gerektirebiliyor. Modellemeler, animasyonlar, yazılımlar derken çok ciddi emekler ve zamanlar harcanıyor. Oyun yapımcılığı demek yazılımcılığın nirvanasına ulaşmak demek. Yani böyle muhasebe otomasyonlarıymış bilmem nelermiş oyunların yanında hepsi tırt kalır diyebilirim. O yüzdendir ki bizim memlekette ne adam akıllı bir oyun stüdyosu var ne de profesyonel anlamda ürünler ortaya çıkabiliyor.

    • ahmettatar dedi ki:

      Caner öyle bir cümle kurmuÅŸsun ki 3 gündür kulaklarımda çınlıyor ÅŸu sözlerin; “Yani böyle muhasebe otomasyonlarıymış bilmem nelermiÅŸ oyunların yanında hepsi tırt kalır diyebilirim….” her wolvox açtığımda her winner açtığımda bunlarda program mı lan diyorum kendi kendime ama çok iÅŸe yarar uygulamalar olduklarını biliyorum… Niye hafife aldın ki böyle uygulamaları benim gözümde de deÄŸersizleÅŸtirdin kullanasım gelmiyor artık bak böyle iÅŸimden soÄŸuttun beni ya.. Sen neyin peÅŸindesin Caner..:)

  3. ahmettatar dedi ki:

    Sanıyorum o iÅŸlerinde pratik yolları vardır ya hazır 3d mekanlar falan hazır karakterler falan stock photo gibi bu iÅŸin gerekli malzemelerini stoklayan birileri mutlak vardır sadece iÅŸin içinde olmadığımız için bilmiyoruz gibi geliyor ama elbette uzun bir süreç lazım öyle birÅŸey oluÅŸturmak için… Elbette çok büyük bir emek sarfediliyor ama mutlaka bunların iÅŸini kolaylaÅŸtırmaya çalışan akıllılar vardır gibi geliyor…:) Bir akıllı da ben olayım istiyorum iÅŸte…:)

  4. ahmettatar dedi ki:

    Neyse Caner boÅŸver ÅŸu ÅŸarkıyla nokta koyalım bu hayale Shake shake shake Senora.. Shake your body line.. Shake shake shake Senora.. Shake it all the time… (Beter Böcek’ten sen hatırlarsın…:) )

  5. macit dedi ki:

    Caner oyun arıyorsan Watch_Dogs’u tavsiye ederim aynı tadı vermese de Splinter Cell tarzı gizlilik ve aksiyonu barındırıyor :)

Uyarı: Yorumlarda link kullanmayınız. Link içeren yorumlar otomatik olarak spam kabul edilmektedir.

ahmettatar için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.